İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | fall asleep f. | uykuya dalmak | ||
She had already fallen asleep. O zaten uykuya dalmıştı. More Sentences |
||||
Genel | fall asleep f. | uyumak | ||
Drivers who fall asleep at the wheel often cause serious car accidents. Direksiyon başında uyuyan sürücüler sıklıkla ciddi kazalara sebep oluyor. More Sentences |
||||
Genel | fall asleep f. | uyuyakalmak | ||
Drivers who fall asleep at the wheel often cause serious car accidents. Direksiyon başında uyuyakalan sürücüler sıklıkla ciddi trafik kazalarına neden oluyor. More Sentences |
||||
Slang | ||||
Argo | fall asleep f. | uyuyup kalmak | ||
I fell asleep while I was watching TV. Ben TV izlerken uyuya kalmışım. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | fall asleep f. | dalmak | ||
Literature | ||||
Edebiyat | fall asleep f. | ölmek | ||
Slang | ||||
Argo | fall asleep f. | bitip tükenmek | ||
Argo | fall asleep f. | çöküp kalmak | ||
Argo | fall asleep f. | yorgunluktan bitkin düşmek |